HIZLI İNGİLİZCE: PEAK PIQUE VE PEEK

Peak, Pique, and Peek

 

İngilizce öğrenirken okunuşları tamamen aynı olan ama farklı anlamlara gelen yani eşsesli sözcükler duymuş muydunuz? İngilizce öğrenmeye ilk başladığınızda bu tip sözcükler size zorluk çıkarabilir, bunları birbirine karıştırmanız olasıdır. Bunu aşmanın en iyi yolu bu sözcüklerin anlamlarını en iyi şekilde ve cümlenin içeriğine göre hangisinin kullanılması gerektiğini ayırt etmeye çalışmaktır. Peki peak, pique ve peek arasındaki fark nedir?

 

Peak ve peek genelde birbirine karıştırılmakta ve pique de genellikle yanlış anlamda kullanılmaktadır.  Peki bu kelimelerin anlamları nelerdir ve hangi bağlamda, nasıl kullanılmalıdırlar?

 

Peak (doruğa ulaşmak, zirve, tepe, uç noktası)

The word peak is used when referring to the pointed top of a mountain, the highest level of something, or the best point of an activity.

(“Peak” kelimesi, dağın en keskin uçlu zirvesinden bahsederken, bir şeyin en yüksek seviyesinden bahsederken ya da bir etkinliğin en iyi tarafından, en eğlenceli yanından bahsederken kullanılır.)

 

Nasıl kullanılır:

> Let’s climb to the highest mountain peak. (Hadi dağın zirvesine tırmanalım)

> I’m at peak fitness and ready for the marathon. (Formumun zirvesindeyim ve maratona hazırım.)

 

Pique  (ilgi - alaka göstermek, darılmak, gücenmek, sinir etmek, kızdırmak)

The word pique is used to show a curiosity or interest. It can also represent a sudden feeling of annoyance or anger.

(“Pique” kelimesi merak ya da ilgi gösterildiği söylenmek için kullanılır. Aynı zamanda birden hissedilen can sıkıntısı, bunalmışlık, sinir ve öfke için de kullanılır.)

 

Nasıl kullanılır:

> The photo piqued her curiosity. (Fotoğraf onun ilgisini çekti)

> The loud music from the bar next door always piques my roommate. (Yan taraftaki bardan gelen yüksek sesli müzik oda arkadaşımı her zaman sinir eder.)

 

Peek (gözetleme, gizlice bakma)

The word peek is used when describing the act of looking at something secretly. You can also use the term to refer to something that shows only partially, or is slightly visible.

(“Peek” sözcüğü bir şeye gizlice bakma eylemi belirtilmek istendiğinde kullanılır. Bu terimi aynı zamanda sadece bir kısmı görünen, ya da belli belirsiz görünen şeylere atıfta bulunmak için kullanabilirsiniz.

 

Nasıl kullanılır:

 > Did you have a peek at the cupcakes Elina is making for the party? (Elina’nın parti için yaptığı cupcakelere gizlice göz attın mı?)

 > Tonight we’re getting a sneak peek of the new fashion collection.  (Bu akşam yeni moda koleksiyonuna ön gösterim ile göz atıyoruz.)

 

    Bilginizi Test Edin 

    Yukarıda öğrendiklerinizi quizimizi çözerek pratiğe dökün. Skorunuzu bize yorumlar kısmında belirtin. Eğer yurt dışında İngilizce öğrenmekle ilgileniyorsanız dünyanın dört bir yanında İngilizce konuşulan ülkelerde yer alan İngilizce dil okullarımıza göz atın.

     

     

    Paylaş
    İlgili Makaleler