Giysilerle ilgili İngilizce deyimler

İngilizce deyimler günlük konuşmalarda oldukça yer alır. Bazen bütün bir sohbeti sadece deyimlerle gerçekleştirebilirmişsiniz gibi gelir! Muhtemelen giysilerle ilgili kelimeleri içeren İngilizce deyimlerden bazılarını siz de duymuşsunuzdur, ama gerçekte neden bahsettiklerini anlamak kimi zaman zor olabilir.

Burada giysiler ile ilgili 8 farklı deyimi ve gerçekte ne anlama geldiklerini bulabilirsiniz.

Tişörtler ile ilgili deyimler...

to have a trick up your sleeve – gizli bir planı olmak

She always seems to have a trick up her sleeve when it comes to seeing sold-out concerts.

keep your shirt/pants on – birisine sakinleşmesini söylemek için kullanılır

Keep your shirt on! I’m nearly finished blow-drying my hair.

to wear your heart on your sleeve – duygularını özgürce ve açıkça belirtmek

Rea wears her heart on her sleeve. You always know when she’s happy or sad.

white collar, blue collar / beyaz yaka, mavi yaka
white collar: masa başı işte çalışmak

blue collar: kol kuvveti gerektiren işlerde çalışmak

Although Chris has a degree in accounting, he much preferred blue collar work like car repairs.

Pantolonlar ile ilgili giysi deyimleri…

tighten your belt – biriktirebilmek için daha az para harcamak

Tara and Joseph had to tighten their belts so they could buy a house.

money burning a hole in your pocket – eline geçen parayı hemen harcamak, özellikle de gereksiz yerlere

After Marek got his bonus, he spent it like it was burning a hole in his pocket.

ants in your pants – hiç dinlenmeden etrafta dolanmak

Bettina looked like she had ants in her pants after eating too many Haribo bears.

birthday suit – doğduğu günkü kadar çıplak olmak

Giorgia’s son runs around in his birthday suit all the time.

ABD'nin moda başkenti New York’taki Midtown okulumuzda eğitim alıyorsanız bunlardan daha fazlasını öğrenebilirsiniz. Ayrıca NY’da Garment District'i de görebilirsiniz.

Paylaş